Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın “Kılavuz Kaptan ve/veya Römorkör Muafiyeti veya İstisnası Tanıma Yetkisi”nin Yürütülmesi Durduruldu
“Gemilere seyir ve manevra yardımı yapmak üzere verilen kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin önem ve mahiyeti ile anılan hizmetlere getirilecek muafiyet veya istisnanın can ve mal emniyeti üzerinde sonuç doğuracağı düşünüldüğünde, muafiyet/istisna tanınacak durumların tüm unsurları ile ortaya konulması ve netlik arz etmesi gerekmektedir.”
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu
14 Nisan 2023 tarihli ve 32163 sayılı (Mükerrer) Resmî Gazete’de yayımlanan “Limanlar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”le Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na “kılavuz kaptan ve/veya römorkör muafiyeti veya istisnası tanıma” yetkisi verilmişti.
Açılan davada, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu söz konusu düzenlemenin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Kurulun, 10 Haziran 2024 tarihli ve E. 2024/308 sayılı kararının gerekçesinde,
“İdarenin, geminin teknik yapısı ve özellikleri, kullanım amacı, deniz trafiği, coğrafi ve meteorolojik şartlar ile üstün kamu yararı gibi hususları göz önünde bulundurarak kılavuz kaptan ve/veya römorkör muafiyeti veya istisnası tanıyabileceği yolundaki dava konusu Yönetmelik hükmü incelendiğinde; içeriğinin açık olmadığı, hangi koşulların varlığı halinde muafiyet veya istisna tanınacağı hususunun anlaşılmadığı, üstün kamu yararı gibi belirsiz ifadeler kullanıldığı ve devamında “gibi” denilerek ucu açık bir şekilde muafiyet veya istisna tanınmasına olanak sağlayabilecek ifadelerin kullanıldığı görülmektedir.
Kılavuzluk ve römorkörcülük ile ilgili gerekliliklerin düzenlenmesi amacıyla çıkarılan dava konusu Yönetmelik ile kılavuz kaptan ve/veya römorkör muafiyeti veya istisnası tanınabilecek hallerin sınırları ve şartları tereddüde mahal vermeyecek, keyfi ve öngörülemez uygulamalara sebep olmayacak şekilde davalı idarece belirlenmesine mani bir hal bulunmamaktadır. Nitekim dava konusu Yönetmelik’in 14. maddesinin ilgili fıkralarında kılavuz kaptan ve römorkör alma zorunluluğunun bulunmadığı durumlar detaylı olarak düzenlenmişken, dava konusu 15. fıkranın herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olduğunun ve idarenin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içerdiğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Seyir emniyeti ile can, mal, deniz ve çevre güvenliğinin sağlanmasına yardımcı olmak maksadıyla gemilere seyir ve manevra yardımı yapmak üzere verilen kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin önem ve mahiyeti ile anılan hizmetlere getirilecek muafiyet veya istisnanın can ve mal emniyeti üzerinde sonuç doğuracağı düşünüldüğünde, muafiyet/istisna tanınacak durumların tüm unsurları ile ortaya konulması ve netlik arzetmesi gerekmekte olup, dava konusu Yönetmelik düzenlemesinin muğlak ifadeler içermesi, net ve açık olmaması, sınırlarının tayin edilmemesi nedeniyle hukuki öngörülebilirlik ve belirlilik ilkesine aykırı olduğu değerlendirilmiştir.” denildiği görülmektedir.